قوله
تعالى فروح
وريحان
403- "Ona Rahatlık,
Güzel Rızık ve Naım Cenneti Vardır" (Vakıa 89)
أخبرنا بشر
بن هلال قال
حدثنا جعفر
يعني بن سليمان
عن هارون
الأعور عن
بديل هو بن
ميسرة عن عبد
الله بن شقيق
عن عائشة قالت
كان رسول الله
صلى الله عليه
وسلم يقرأ {
فروح وريحان
وجنة نعيم }
[-: 11502 :-] Hz. Aişe der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Fe ravhun ve rayhanan ve cennete
naim'' diye (Ravh kelimesindeki Ra harfini üstün olarak "rahatlık"
manasında) okurdu.
Tuhfe: 16204
Diğer tahric: Ebu
Davud (3991); Tirmizi (2938); Ahmed, Müsned (2452).
سورة
الحديد بسم
الله الرحمن
الرحيم
404- Hadid Suresi
أخبرنا
الحسين بن
حريث قال
أخبرنا الفضل
بن موسى عن
سفيان بن سعيد
عن عطاء بن
السائب عن
سعيد بن جبير
عن بن عباس
قال كانوا
ملوكا بعد
عيسى عليه
السلام بدلوا
التوراة
والإنجيل
فكان منهم
مؤمنون يقرؤون
التوراة
والإنجيل
فقيل لملوكهم
ما نجد شتما
أشد من شتم
يشتموننا
هؤلاء إنهم يقرؤون
ومن لم يحكم
بما أنزل الله
فأولئك هم الكافرون
هؤلاء الآيات
مع ما يعيبونا
به من أعمالنا
في قراءتهم
فادعهم
فليقرؤوا كما
نقرأ وليؤمنوا
كما آمنا
فدعاهم
فجمعهم وعرض
عليهم القتل
أو يتركوا
قراءة
التوراة
والإنجيل إلا ما
بدلوا منها
فقالوا ما
تريدون إلى
ذلك دعونا
فقالت طائفة
منهم ابنوا
لنا أسطوانة
ثم ارفعونا
إليها ثم
أعطونا شيئا
نرفع به
طعامنا وشرابنا
فلا نرد عليكم
وقالت طائفة
دعونا نسيح في
الأرض ونهيم
ونشرب كما
يشرب الوحش
فإن قدرتم
علينا في
أرضكم
فاقتلونا
وقالت طائفة
ابنوا لنا
دورا في
الفيافي
ونحتفر
الآبار ونحرث
البقول فلا
نرد عليكم ولا
نمر بكم وليس
أحد من
القبائل إلا
وله حميم فيهم
ففعلوا ذلك
فأنزل الله عز
وجل ورهبانية
ابتدعوها ما
كتبناها عليهم
إلا ابتغاء
رضوان الله
فما رعوها حق
رعايتها
والآخرون
قالوا نتعبد
كما تعبد فلان
ونسيج كما ساح
فلان ونتخذ
دورا كما اتخذ
فلان وهم على
شركهم لا علم
لهم بإيمان
الذين اقتدوا
به فلما بعث
النبي صلى
الله عليه
وسلم ولم يبق
منهم إلا
القليل انحط
رجل من صومعته
وجاء سائح من
سياحته وصاحب
الدير من ديره
فأمنوا به
وصدقوه فقال
الله عز وجل {
يا أيها الذين
آمنوا اتقوا
الله وآمنوا
برسوله يؤتكم
كفلين من
رحمته } أجرين
بإيمانهم
بعيسى بن مريم
وتصديقهم
بالتوراة
والإنجيل
وبإيمانهم بمحمد
صلى الله عليه
وسلم
وتصديقهم قال
ويجعل لكم
نورا تمشون به
القرآن
واتباعهم
النبي صلى الله
عليه وسلم قال
لئلا يعلم أهل
الكتاب الذين
يتشبهون بكم
ألا يقدرون
على شيء من
فضل الله وأن
الفضل بيد
الله يؤتيه من
يشاء والله ذو
الفضل العظيم
[-: 11503 :-] İbn-i Abbas anlatıyor:
Hz. isa'dan sonra krallar Tevrat ile incil'i değiştirdiler. O zamanki insanların
içinde Tevrat ve incil'i okuyan müminler de vardı. (Bu müminlerin) Krallarına:
"Bizlere, bunlar gibi sövenini görmedik. Bunlar: '' ... Allah'ın indirdiği
ile hükmetmeyenler, işte onlar kafirlerdir.'' (Maide 44) ayetini okuyorlar.
işte bizim için en şiddetli sövme bunlardır. Onlar, okudukları şeylerle bizi,
yaptığımız işlerden dolayı ayıplıyorlar. Sen onları çağır bizim okuduğumuz
şekilde okusunlar, bizim iman ettiğimiz gibi iman etsinler" dediler. Bunun
üzerine kral onların hepsini çağırdı. Onlara ya öldürüleceklerini veya Tevrat
ve incil'i değiştiriimiş şekliyle okumalarını teklif edince, onlar:
"Bizden ne istiyorsunuz? Bırakın bizi" dediler. Müminlerden bir kısmı
"Bize yüksekte bir kule yapın. Bizi oraya çıkarın, sonra bizlere yiyeceğimizi
ve içeceğimizi yukarıya taşıyabileceğimiz bir şey verin. Biz de sizin aranıza
gelmeyelim" dediler. Müminlerden diğer bir grup ise: "Bırakın bizi
yeryüzünde serbestçe dolaşalım, rastgele gidelim. Sulardan, vahşi hayvanların
içtikleri gibi içelim. Şayet bizi topraklarınızda bulursanız, öldürün"
müminlerden başka bir grup da şöyle dediler: "Bize çöllerde evler yapın,
biz oralarda kuyular kazar, hububat ekeriz. Ne size geliriz, ne de yanınızdan
geçeriz." Bunları söyleyen gruplarınherbirinde, Tevrat ve incil'i değiştiren
müşriklerin yakın akrabaları da bulunuyordu (Bu sebeple) müminlerin bu teklifi
kabul edildi. "Ona uyanların gönüllerine şefkat ve merhamet duyguları
koydu k; üzerlerine bizim gerekli kılmadığımız fakat kendilerinin güya Allah'ın
rızasını kazanmak için ortaya attıkları ruhbaniyete bile gereği gibi riayet
etmediler"(Hadid 27} ayeti bunu anlatmaktadır. Diğer insanlar ise şöyle
dediler: "Biz de falanın ibadet ettiği gibi ibadet edelim ve filanın
yeryüzünde dolaştığı gibi dolaşalım. Biz de filanların çöllerde yaptıkları gibi
ev yapalım." Fakat bu sözleri söyleyenler müşrik idiler. Kendilerine
uydukları kimselerin imanlarının ne olduğunu bilmiyorlardı. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) gönderildiği zaman bunlardan pek az kimse
kalmıştı. Bunlardan manastırında bulunan kişi oradan, gezip dolaşmakta olan
kişi seyahatından, kilisesinde bulunan kimse oradan çıkıp geldiler ve
Peygamber'e iman ettiler. Yüce Allah bunlar hakkında şöyle buyurur: "Ey
iman edenler! Allah'tan korkun ve Peygamberine inanın ki O, size rahmetinden
iki kat versin ... " (Hadid28) Hz. isa'ya iman etmeleri Tevrat ve incil'i
tasdik etmeleri ve Hz. Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e iman edip
tasdik etmeleri sebebiyle onlara iki kat ecir verilmiştir. " ... ve size
ışığında yürüyeceğiniz bir nur lutfetsin ... " (Hadid28) Bu nur, Kur'an ve
Hz. Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e tabi olmalarıdır. "Kitap ehli
bilsinler ki" (Hadid29) -size benzemeye çalışan kitab ehli- "Allah'ın
lütfundan hiçbir şeyelde edemezler (bu lütfa malik değillerdir); lütuf Allah'ın
elindedir, onu dilediğine verir; Allah büyük lütuf sahibidir." (Hadid29)
Tuhfe: 5575
5909'da geçmişti.